LALA MUSTAFA PAŞA CAMİ
Lala Mustafa Paşa Camisi Mağusa
Namık Kemal Meydanı’nda Lüzinyan döneminde Gotik nizamda yapılmış bir yapıdır.
Uzun yıllar bakım ve restorasyonu yapılarak ibadet ve ziyarete açık
tutulduğundan çok iyi durumda günümüze kadar gelen sayılı katedrallerden
biridir. 1298-1312 yılları arasında St. Nikolas Katedrali adıyla inşa
edilmiştir. Mimarı ve tasarımcısı Piskopos Baldwin Lambert gösterilmektedir. Yapım
tarihi katedralin güney duvarına 1/IX/1311 şeklinde kaydedilmiştir. Yapıldığı
dönemde Lüzinyan kralları Kıbrıs krallık tacını ilkin Lefkoşa’daki St. Sophia
Katedralinde giydikten sonra, bu katedralde de Kudüs ile Ermenistan krallık
tacını giyerlerdi.
Osmanlıların Mağusa kuşatması
sırasında top atışlarıyla hayli zarar gören katedral, kentin ele geçirildiği 1
Ağustos 1571 tarihinden sonra mirap ve minare eklenmek suretiyle camiye
çevrilmiş ve Cuma gününe rastlayan 17 Ağustos 1571 tarihinde ibadete açılmıştır.
Camiye çevrildiği tarihten itibaren “ Küçük Ayasofya” (Ayasofya-i Sağir)
“Mağusa Ayasofyası” ve “Büyük Cami” diye anılmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olup,
planı, uzunlamasına üç sahınlı bazilikal tiptedir. Altışardan iki sıra sütun
dizisi sahınları birbirinden ayırmaktadır. Orta sahın yan sahınlardan daha
yüksek ve geniştir. Her üç sahının üzeri haç tonozlarla örtülüdür.
Orta sahının doğu ucunda bir
apsit yer almaktadır. Camini güney sahınında Osmanlı ilavesi olan iki mihrap
ile bir minber bulunmaktadır. Büyük mihrap Lüzinyan Devri’ne ait güneydeki
kemerli iki büyük kapıdan birinin arasına yapılmıştır.
Stalaktit nişli olarak yapılmış,
tepesi ise profilli bir silme ile sınırlandırılmıştır. Tepesinin altında
bezemeler yer almaktadır. İki mihrabın arasında bulunan büyük minberin tamamı
mermerden yapılmıştır.
Caminin alt pencerelerine yerleştirilen
geometrik motifli alçı kafeslerin, Anadolu’da Selçuklulardan beri yapılanların
en büyüklerinden sayıldığı kaydedilmektedir.
Kuzey-doğu duvarındaki mezar 1365
yılında zatürreden ölen Piskopos Itier de Nabinaux’a aittir. Piskopos
hakkındaki bilgiler mezar üzerindeki motifli ve yazıtlı mezar taşında
kayıtlıdır.
Caminin kuzey-batı köşesindeki
minare, çan kulesi üzerine inşa edilmiştir. Katedralin Gotik üslubuyla uyum
sağlaması itibariyle dikkat çekicidir. Gövde ile şerefesi sekizgen planlıdır.
1741 yılındaki yersarsıntısından çatladığı ve yıldırım isabetiyle kötü durumda
olduğu kaydedilmektedir. Yıldırım isabetiyle tehlike arz ettiğinden 1930
yılında katedralin orijinal kısmına kadar yıkıldıktan sonra yerine 110 veya 115
ayak yüksekliğinde olan şimdiki minare yapılmıştır.
Bir zamanlar caminin çevresinde,
özellikle de doğusundaki şimdiki boş alanda, fetih şehitlerinin gömülü olduğu
bir mezarlık bulunmaktaydı. Bu mezarlık 1928 yılında temizlendikten sonra açığa
çıkan cesat kalıntıları sur dışındaki eski mezarlığa taşınarak defnedilmiştir.
Caminin önünde Kıbrıs’ta uzun süre varlığını sürdürebilen büyük bir cümbez
ağacı vardır. Bu ağacın 699 yaşında olduğu bilgileri edinilmektedir.