ST. BARNABAS KİLİSESİ
Bağımsız Ortodoks kilisesinin
kurucularından olan Aziz Barnabas’ın adına yapılan Aziz Barnabas Manastırı ile
kilisesi, Kıbrıs’taki en önemli dini yapılardan biridir. Dini kaynaklar ile
antik yazarların aktardıklarına göre, Aziz Barnabas’ın Salamis’te doğduğu,
Yahudi bir ailenin oğlu olduğu ve dini eğitimini Kudüs’te sürdürdüğü sırada İsa
Peygamber’in mucizelerini görme olanağı bulduğu, Hristiyanlığı kabul ettiği
M.S. 33 yılında ailesinden kendisine miras olarak bıraktığı Salamis’deki
arazilerini fakirlere dağıttığı ve kendisi için ayırdığı bir arazinin
satışından elde ettiği parayı da Kudüs’teki azizlere bağışladığı kayıtlıdır.
M.S. 45 yılında Hristiyanlığı
yaymak için Kıbrıs’a dönen Aziz Barnabas, yakalanarak Salamis’teki Sinagog
yanındaki karanlık bir hücreye hapsedilir ve aynı gece Salamisli Suriye
Yahudileri tarafından önce taşlanmak ve sonra ise büyük bir ocağın içindeki
odunların üzerine atılmak suretiyle yakılarak öldürülür. Kalıntıları ise
taraftarlarının eline geçmemesi için denize atılmak üzere keten bir kumaşa
sarılır. Bu olayı uzaktan izleyen taraftarları cesedini gizlice alırlar ve
Salamis’in batısındaki bir harnup ağacının altında bulunan antik bir mezara
taşırlar. Göğsünün üzerine de beraberinde taşıdığı ve kendi eliyle yazdığı Aziz
Matthews İncilinin kopyası da konduktan sonra mezarı kapatılır.
Aziz Barnabas’ın cesedinin
bulunması ve Kıbrıs’taki Ortodoks Kilisesi’nin bağlı bulunduğu Antakya
Patriği’nden ayrılıp bağımsızlığa kavuşması, Aziz Barnabas Kilisesi girişinin sağ
tarafındaki niş içerisine yapılan dört freskte konu edilmiştir. Bu fresklerin
bir benzeri Lefkoşa’daki Ayios Ioannes Kilisesinde de bulunmaktadır. Birinci
freskte, Aziz Barnabas’ın, M.S. 478 yılında Kıbrıs Piskoposu Anthemios’un
rüyasına girip ona cesedinin bulunduğu yeri bildirmesi sahnesi yer almaktadır.
İkinci freskte, Antemios’un, kendisine rüyasında bildirdiği şekilde,
Barnabas’ın kalıntıları ile göğsündeki Aziz Matthews incilinin bulunması
sahnesi yer almaktadır. Üçüncü freskte, mezarda bulunan incilin Bizans
İmparatoru Zeno’ya, Anthemios ile beraberindeki üç papaz tarafından,
İstanbul’daki Aziz Stephen Kilisesi avlusunda hediye olarak vermesi sahnesi yer
almaktadır. Dördüncü freskte ise İmparator Zeno’nun Anthemios’a verdiği
İmparatorluk imtiyazları sahnesi yer almaktadır.
İmparator Zeno (M.S. 474-491)
Kıbrıs Ortodoks Kilisesine bağımsızlığını vermesinin yanı sıra, Barnabas’ın
cesedinin bulunduğu yere görkemli bir manastır yapılması için para yardımında
da bulunması ile manastır ile kilise inşa edilir. Ancak burası M.S. VII’nci
yüzyılda başlayan Arap akınları sırasında yakılıp harap olur. Bu kiliseden
günümüze sadece şimdiki kilisenin doğusundaki üç apsite ait temel izleri, taş
döşemeli bir yola ait kalıntılar ve birkaç mermer sütun gelebilmiştir. Manastır
bugünkü şeklini 1756 yılında Başpiskopos Philotheos döneminde almıştır.
Kilisenin çan kulesi ise burada görevli olan üç kardeş papazın mali
katkılarıyla 1958 yılında inşa edilmiştir.
1917 yılından beri manastırda
görev yapan üç kardeş papazın sağlık nedeniyle buradan ayrıldıkları 1976
yılından sonra yeni düzenlemelerle manastır odaları arkeoloji müzesine
dönüştürülmek suretiyle 1992 tarihinde “St. Barnabas İkon ve Arkeoloji Müzesi”
adıyla ziyarete açılır. Manastıra doğudaki ana kapıdan girilmektedir. Avlunun
sağındaki kilisede, bu kiliseye ait ikonların yanı sıra Mağusa kazasına bağlı
köy kiliselerinden derlenen ikonlar da sergilenmektedir. Kilisenin güney ile
batı cephelerindeki U şeklindeki manastır odalarında, kronolojik bir sırayla
arkeolojik eski eserler sergilenmiş durumdadır. Güney tarafındaki ilk
seksiyonda, Neolitik devirden başlayarak Genç Tunç devrinin sonuna kadar olan
kalıntılar sergilenmektedir. Batı taraftaki ikinci seksiyonda Geometrik, Arkaik
ve Klasik devirlere ait eserler sergilenirken, kuzeydeki üçüncü seksiyonda ise
Helenistik, Roma ve Bizans devirlerine ait eserler sergilenmektedir.
Aziz Barnabas’ın cesedinin
bulunduğu yer altındaki antik mezarın üzerine inşa edilmiş olan küçük kilise,
manastırın yaklaşık 100 metre doğusunda yer almaktadır. Kilisenin güneydeki
kapıdan girildikten sonra, kilisenin altındaki mezar odasına 14 basamaklı bir
merdivenle ulaşılmaktadır.